Kayıtlar

NEYİ NASIL YAPMALI?

Resim
Es Selam Dostlar! Müsadenizle kitap ve yazarımızla ilgili duygularımı paylaşmak istiyorum; Okuduğum kitapların bana katacağı anlam, bakış açısı ne kadar önemli ise yazarın karakteri ,üslubu ve niteliği de bir o kadar değerlidir. Taha Kılınç… İlk Kudüs Yazıları ile tanıdım ve bana verdiği en önemli mesaj ise objektifliğiydi. Sonraları Kırmadan-İncinmeden isimli eseri ile yanılmadığımı anladım ve neticesinde Neyi nasıl Yapmalı yazara ait 3.eseri okudum. Kitap deneme tarzında sohbet ve nasihat havasında toplumsal ilişkilerde dini,ahlaki çerçevede nasıl olmamız gerektiği güzel bir şekilde ele almış. Yazarımız Ortadoğuya dair bilgiye hakim olduğundan bol bol çeşitlemeler sunmuş. Modernitenin bize dayatmış olduğu çözülmeleri somut örneklerle dile getirip güzel bir üslup ile yol göstermiş kırmadan incitmeden… Başarıya ulaşmanın basamaklarını dile getirirken bizler verdiği mesaj net; oku,çalış,sabret ve pes etme… Kısaca; fazla beklentisi olmayanlar için yalın bir dille samimi b

POSTMODERN DÖNEMDE İSLAM DÜŞÜNCESİ

İslami düşünce alanında ahlak ideali, ahlak felsefesi oluşturma yeteneğine, entelektüel birikime sahip olduğumuz söylenemez. Dünyaya fazlaca yoğunlaştığımız zaman diliminde İslamcılığın ve İslami düşüncenin temsil ettiği dindarlıktan maalesef uzağız. Hatta boğazlarımıza kadar dünyevileşme girdabındayız da diyebiliriz. Öyle bir hale geldik ki, insani olarak bedeni eylemlerde uygun davranış modeli benimsememiz gerekirken, tinimizde bile tensel bir dönüşüm yaşıyoruz. Devamında düşünen, üreten, sorun çözen, tatbik eden insan değil, sadece eyleme geçen bir varlık haline gelmiş bulunmaktayız. Misal verecek olursak; Ahlaklı olmak; kimseye bilerek ve isteyerek zarar vermemeye yönelik kişisel bir ruh disiplini iken, bizler düzeni sürdürmek adına başkalarına dayattığımız Ahlakçılığa bürünerek davranış kalıpları sergilemekteyiz. Peki neden? Hak ve hakikatten uzaklaştıkça İslami düşünce ve öğretilerine dair cahilane davranış örüntüleri sergilemekteyiz toplum olarak. Ve Kuran ve Sünnet ekse
HASAN EL-BENNA’DAN GENÇLERE İNCİLER 1. ‘Bir kitap raflarda durur ve onu belli kimseler okur. Ama gerçek bir Müslüman kendini herkese okutan mütecessim( gözle görünen ) bir kitaptır.’ 2. ‘Yarınlar yorgun olanların değil, rahatından vazgeçenlerin olacaktır.” 3. ‘Ahdinize, sözünüze ve vaadinize vefa gösterin. Durmadan tövbe ve istiğfar edin. Uyumadan önce birkaç dakikanızı nefsinizi muhasebeye ayırın. Şüpheli şeylerden kaçının ki harama düşmeyesiniz.’ 4. ‘Okuma yazmanızı sağlamlaştırın. Müslümanların gazete ve dergilerini çokça mütalaa edin. Küçük de olsa kendinize ait bir kütüphaneniz olsun. İhtisas sahibi iseniz branşınızda derinleşin.’ 5. ‘Cesaretin en faziletlisi insanın hakikati söylemesi, hatasını kabul etmesi ve şiddet anında kendisine hakim olabilmesidir.’ 6. ‘Ümitsizliğe kapılmayın. Çünkü ümitsizlik, Müslüman ahlakından değildir.’ 7. ‘Yapacağın ilk hayır, şerri terk etmendir.’ 8. ‘Dünün hayalleri bugünün gerçekleridir. Bugünün hayalleri ise geleceğ

KAPİTALİZMİN YANSIMASI: PANOPTİKON ( Gönüllü Kölelik )

Resim
    POSTMODERNİZM'E DAİR!... KAPİTALİZMİN YANSIMASI:  PANOPTİKON ( Gönüllü Kölelik )   Charlie Chaplin’in Eating Machine adlı kısa filmini izledikten sonra aslında  seçim hakkı olmadan bize dayatılan yaşamı yaşamak zorunda olduğumuzu bir kez daha anladım. Üst kesimdeki insanların kendisi ile  aynı imkanlara sahip olmayan insanların hayatına ne kolay müdahale edebildiğini hatırladım.  Makineleştirilmiş hayatlarımızda sadece birer piyon görevi görmemiz ne acı…   Ne zaman uykudan kalkacağımızı , ne zaman eve döneceğimizi, ne zaman kendimize ve çevremize zaman ayıracağımızı bile çoğu zaman biz seçemiyoruz. Sistemin bizim için yazdığı hayatımızı her gün biraz daha değersizleşerek ve kapitalizmin dalgasına kapılarak yaşayıp gidiyoruz. Hatta kendi seçimlerimiz ve kararlarımız  bile günümüzde bir süzgeçten geçtikten sonra kabul görüyor. O süzgeçleri bile biz kontrol edemiyoruz.   Jeremy Bentham ’ın ortaya attığı hapishane planı fikr

KÜTÜB-Ü TAVSİYE

Resim
                                                              KÜTÜB-Ü TAVSİYE-1           Es-Selam Gençler! Her daim Rasim ÖZDENÖREN’in şu sözü motto’m olmuştur; ‘’Okumadığın gün karanlıktasın…’’ Bu bağlamda araştırmalarım, okumalarım neticesinde   birbirinden değerli kitap kurtlarıyla da yaptığım istişareler neticesinde   KİTAP TAVSİYE LİSTESİ ‘nin ilk bölümünü bitirmiş bulunmaktayım. Hepimizin muhibban-ı kütüp"  olması temennisiyle… Kitapların Işığı ömrümüzle olsun... Saygı ve Sevgilerimle :)       1-Ahmet Hamdi TANPINAR                 ( Saatleri Ayarlama Enstitüsü) 2-Christy BROWN                                 ( Sol Ayağım ) 3-Rasim ÖZDENÖREN                         ( Gül Yetiştiren Adam ) 4-Schopenhauer                                  ( Okumak, Yazmak ve Yaşamak Üzerine) 5-Münib Engin NOYAN                        ( Kuran Günlüğü ) 6-Taha KILINÇ                                        ( Kırmadan İncitmeden ) 7-Peyami SAFA                      
Resim
MEDENİYET TASAVVURU OKUMALARINA DAİR AFORİZMALAR KUR'AN: Kaynak SÜNNET: Irmak Asl olan ise hakikate varmaktır. Öz güveni olan insanın; Özü hürdür. Özü gürdür. Bir derdin var ise dünya kurarsın. Bir derdin yok ise dert SEN sin..! Aşık olmak marifet değil Aşka âşık olmak marifettir. Aşka âşık olan insan, tek başına tüm insanlıktır. Köklere inelim ki göklere yükselelim. "Bileceksiniz, bulacaksınız ve olacaksınız." Gücü kaybettiğimiz için değil kendimizi kaybettiğimiz için bu haldeyiz. Kendimizi kaybettiğimiz için kendimizi arıyoruz... Dilde kendin değilsen,düşüncede nasıl kendin olacaksın?  Yanlış kavramlar ile inşâ edilen bilgi ve düşünce çürüktür. Asl olan satırlara yazmak değil,sadırlara kazımaktır. Yüreğe yerleştirmek, -ruh- verebilmektir. 'Başkalarının kavramlarıyla kendi dünyamızı kuramayız.' "Bir müminin rutini olamaz.Aynı şeyi homojen bir şekilde yapıp duramaz. Tekrar ve takrir ile öğrenir ama tekrar ehli olma
Resim
SEVEN YORULUR Sevgi yorulmaz, sevmek döndürür seven yorulur der üstadlarımız. Sevenin yorgun düşmesine neden olan birçok etken var diyebiliriz!... Bunların başında çoğu zaman sevdiğinle aynı hizaya düşememen, sevdiğini tam istediğin gibi kuşatamaman gelir derim. Evet, seven sevdiğini asla tam ihata edemez ama bunu hep ister, hep sevdiğiyle bir olmak, okyanusvari biçimde onunla kaynaşmak ister. Oysa bu kaynaşma hissi, ikinin bir olma hissi, sevme süreci boyunca çok nadir olur. Nadir olur lakin tek başına hayatın anlamı olacak kadar muazzamdır. Kaynaşmak isteriz, yekvücut olmayı dileriz ama olmaz, bir türlü olmaz. Yanımızdayken bile sevdiğimizi isteriz. “Yanımdayken bile hasretimsin” deriz. Arzusu ve gerçek arasındaki gerilim yorar seveni… Bir de gündelik maişet derdi, aile içi sorunlar, dertler, tasalar canından bezdirir seven insanı… Sevmek, inanılmaz yüksek bir histir ama hayat bizi sürekli paçamızdan aşağı çeker. Bu gerilimden de bitap düşer seven garip…